Türkiye’nin umutları, sıcak yazları ve futbol
ÇAĞLAR KUZLUKLUOĞLU
Genç Cumhuriyet’in kuruluşu üzerinden yalnızca dört yıl geçmek üzereyken, dünya ikinci büyük savaştan korkmayı dahi akıl edemezken ve 1929’daki Büyük Buhran’ın henüz fırtınası yokken; Avrupa’da bir futbol turnuvası düzenleme fikri ilk olarak 1927 yılında Fransa Futbol Federasyonu genel sekreteri Henri Delaunay tarafından ortaya atılmıştı.
Talih bu ya 1904’te kurulan Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği de (FIFA), 1906’da İsviçre’de Olimpiyatlar dışında bir uluslararası futbol turnuvası organize etmeye çalışmış ancak bu girişim başarılı olamamış ve araya birinci büyük savaş girmişti.
FIFA da 1928’de Olimpiyatlar dışında uluslararası bir futbol turnuvası düzenlemek için çalışmalara başlamış ve ancak 1930’da ‘ilk’ adımı olan kupayı gerçekleştirebilmişti.
Henri Delaunay’in de hayali ancak ölümünden çok sonra 1958 yılında ete kemiğe bürünebildi ve 1960 Avrupa Uluslar Kupası, Avrupa kıtasında millî takımlar bazında düzenlenen ilk organizasyon oldu.
Bu esnada genç ülkemizin Türk Milli Takımı, 1950’de maddi sorunlar kaynaklı uzak kaldığı arenada; 1954 yılında ilk kez FIFA Dünya Kupası’nda boy göstermişti. Türkiye’nin Avrupa Futbol Şampiyonası arenasına çıkması için ise 1996’yı beklemesi gerekecekti.
İlk deneyim; talihsiz ve 1-0 skorlarla biten iki maç ve Danimarka’ya 3-0 kaybedilen karşılaşmadan ibaret oldu. Ancak 2000 yılında zorlu bir grup aşamasının ardından gelen çeyrek final ve 2002 Dünya Kupası ile beraber Türk futbolunun unutulmazı 2008’deki yarı final, Türkiye’nin umudun da ötesine geçebileceğinin nişaneleri oldular.
2016’da yer almak güzel olsa da Çekya galibiyetinin yetmediği turnuva, hatırlanmak istendiğinde pek güzel izler bırakmadı desek yeridir.
Salgın nedeniyle 2021 yazında yaşadığımız ve 1996 gibi puansız tamamladığımız şampiyona deneyimi ise hatırlanmak istenmeyebilir.
Voleybolda “kadınlar” umudun başarıya dönüştüğü bir altın zaman yaşatırken 100 yılı deviren Cumhuriyet’e, gözler bir “sıcak” yaz daha Avrupa arenasında ve çimlerde.
(High Hopes) Yüksek Umutlar, Pink Floyd’un “The Division Bell” albümünden.
Eser, Pink Floyd’un kuruluşunu, parlak dönemlerini ve dağılışını sembolik bir dilde resmediyor.
Biraz “dağıtmış” ama dağılmamış takımımıza bu kez 2021’den daha az “yüksek” umutlar besleniyor. Yine de şarkı sözlerinden esinle; sonsuza dek arzu ve tutkuyla yüklü, bir açlık var daha doyurulmamış…